Obezite” şişmanlık demek olup kabaca; vücutta normalden fazla “yağ” birikmesi anlamına gelir.. Obezite, alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması nedeniyle, vücudun enerji dengesinin bozulması , vücutta anormal şekilde yağ depolanması ve vücut ağırlığında artış olmasıdır. Obezite kozmetik bir sorun olarak değerlendirilmemelidir. Aynı zamanda ciddi bir sağlık problemidir.
Vücut kitle indeksi (VKİ) kilogram(kg) cinsinden vücut ağırlığının metre(m) cinsinden boyun karesine bölümü ile elde edilir. VKİ= ağırlık /(boy)2. VKİ hesaplaması kişinin boyunu da bir faktör olarak içerdiğinden tüm dünyada kullanılan basit ve kolay anlaşılabilir bir formüldür. VKİ'nin 40'ın üzerinde olması ciddi bir sağlık problemidir.
18.5’ altında: zayıf
18.5-24.9 : Normal
25.0-29.9 :Fazla kilolu
30.0-34.9 : Obez
35.0-39.9 :İleri derecede obez
>40.0 :Morbid Obez
>50.0 :Süper morbid obez
-genetik
-diyete bağlı faktörler
-çevresel faktörler
-psikolojik problemler
-ilaçlar
-sosyoekonomik faktörler
-düzensiz uyku
-sedanter yaşam tarzı
-Tip II şeker hastalığı
- hipertansiyon
- karaciğer hastalığı
- ciddi diz kireçlenmeleri
-uyku apnesi
- ciddi reflü hastalığı
-metabolik sendrom
-felç geçirme
-yüksek tirigliserid düzeyi
-safra kesesi sorunları
-kadınlarda kısırlık ve adet düzensizliği
-erkeklerde erektil fonksiyon bozukluğu (impotans)
-kanser görülme sıklığında artış: rahim, yumurtalık, meme, kalın barsak, karaciğer ve prostat kanseri gibi birçok kanseri görülme sıklığını artırmaktadır.
-sosyal hayata adaptasyonda zorluk, kendini izole etme
-iş yaşamında sorunlar
-psikolojik prblemler, depresyon
-cinsel problemler
-kendini suçlu hissetme
-utangaçlık
Morbid obezite kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite vücuttaki tüm sistemleri etkilemektedir. Obezitenin yaşamı kısalttığına dair bilimsel yayınlar mevcuttur. Yapılan araştırmalar sonucunda obez kişilerin yaşıtlarına göre 10-12 yıl daha az yaşadıkları bildirilmiştir.Kilo vermek için obezite cerrahisi öncesinde mutlaka diyet denenmelidir.
-En az iki kez diyet uygulanmış ve diyet programı en az altı ay devam ettirilmiş olamlıdır. Bu süreç sonunda istenilen düzeyde kilo verilememiş ise veya kilo verildiği halde tekrar kilo alınmışsa diyet başarısız sayılmaktadır.
-Egzersiz ve aktivite;
-Davranış değişikliği
-Kilo verme ilaçları
Hayat tarzında değişiklik, düzenli egzersiz ve diyete rağmen kilo verilemiyorsa veya verilen kilolar geri alınmışsa obezite cerrahisi gündeme gelmektedir.
Hangi hastalara obezite cerrahisi yapılmalıdır ?
Hasta, diğer yöntemlerle kilo vermeyi denemiş fakat başarılı olamamış ve
-VKI>40 ise
veya
-VKI>35 ve obezite ile ilişkili hastalığı, örnek olarak şeker hastalığı, yüksek tansiyon, eklem problemleri gibi varsa obezite cerrahisi uygulanabilir.
Mide balonu : Cerrahi bir yöntem değildir. Mideye endoskopik yöntemle içi boş bir balon yerleştirilir. Ardından balon şişirilir ve hastanın midesinde bir dolgunluk oluşturulup, tokluk hissi sağlanır. Diğer yöntemlerden önemli bir farkı ,balonun belli bir süre sonra çıkarılması (6 ay) ve sağlanan sonuçların kalıcı olmamasıdır.
Balon, şişmanlığın tedavisinde kullanılan geçici bir yöntemdir, kilo kaybına ve kaybedilen kiloların korunmasına yardım eder. Ayrıca obezite cerrahisi öncesinde, ameliyat olacak hastaların ameliyat öncesinde zayıflatılması ve cerrahi risklerin azaltılmasına yardımcı olur. Ancak balon mide içinde en fazla 6 ay bırakılabilir. Balon çıkarıldıktan sonra kişi uygun bir diyet ya da egzersiz programını benimsemezse tekrar kilo alabilir.
Mide Bandı : Halk arasında ‘mide kelepçesi’ olarak bilinen yöntemdir. Laparoskopik olarak yapılabildiği için günlük hayata hızlı dönüş açısından avantajlıdır. Mide hacmin azaltmak amacıyla yemek borusu ile midenin birleştiği noktanın hemen altına, midenin çevresine bir band yerleştirilir. Bandın iç çeperi, uzunlamasına bir balon, ya da bisiklet lastiğine benzetilebilir. Bu balon ince bir tüp aracılığı ile deri altına yerleştirilen bir porta bağlanır. Band ameliyat sonrası yaklaşık 1 ay sonra cilt altındaki porttan serum enjeksiyonları ile kademeli olarak şişirilir. Bu yöntemle hastanın çok az miktarda gıda tüketerek kendisini tok hissetmesi amaçlanır. Ancak banta bağlı komplikasyonlar nedneiyle günümüzde oldukça nadir kullanılan bir yöntemdir. Biz de kendi kliniğimizde bu yöntemi tercih etmiyoruz.
Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) : Tüp mide, yani sleeve gastrektımi, kısıtlayıcı bir ameliyattır. Midenin büyük bir kısmı cerrahi olarak, uzunlamasına çıkarılır. 60 ile 120 ml arasındaki hacme sahip bir mide tüpü oluşturulur.
Midenin, yemek borusu ile bileşke kısmından başlanarak, oniki parmak bağırsağı ile birleştiği yere 3-4 cm kalıncaya kadar mide dokusu kesilir ve adeta bir tüp şekline getirilir.
Laparoskopik olarak yapılan bu ameliyat, karına açılan 5 tane 1 cm’lik delikten yapılır.
Midenin çevresinde bulunan kalın bağırsak, dalak, pankreas ve karaciğer ile olan bağlantıları açılır. Bu işlem Ligasure adı verilen ultrasonik kesme fonksiyonu olan aletler kullanılarak gerçekleştirilir. Geride kalan tüp şeklini almış mide, stapler denilen dikiş aletleri ile kapatılır, el ile dikilmez. Midenin kubbe kısmı olan fundusun büyük bir kısmı, mutlaka çıkarılır. Çünkü midenin fundus kısmının çıkarılması, obezitenin tedavisinde cerrahi önem taşımaktadır.
Tüp Mide Ameliyatında , 2 mekanizma ile kilo kaybı olmaktadır:
-Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlanma ve mide hareketlerinin azaltılmasına bağlı kilo kaybı,
-Ghrelin olarak bilinen bir maddeyi üreten mide dokusu çıkarıldığından hormonsal bir değişiklik meydana gelmesi sonucu kilo kaybı olur.
Tüp mide ameliyatı kısa sürede etkili olan önemli bir şişmanlık ameliyatıdır. Altı ayda toplam fazla kiloların %35-70’i ve 12 ayda ise fazla kiloların %33-81’i kaybedilmektedir. Üç yılda kaybedilen fazla kiloların “Gastrik By-Pass Ameliyatı” sonrasında kaybedilen kilolara yakın olduğu gösterilmiştir.
Dünyada ve Türkiye de en fazla uygulanan ve en popüler olan yöntemdir.
Obezite” şişmanlık demek olup kabaca; vücutta normalden fazla “yağ” birikmesi anlamına gelir.. Obezite, alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması nedeniyle, vücudun enerji dengesinin bozulması , vücutta anormal şekilde yağ depolanması ve vücut ağırlığında artış olmasıdır. Obezite kozmetik bir sorun olarak değerlendirilmemelidir. Aynı zamanda ciddi bir sağlık problemidir.
Vücut kitle indeksi (VKİ) kilogram(kg) cinsinden vücut ağırlığının metre(m) cinsinden boyun karesine bölümü ile elde edilir. VKİ= ağırlık /(boy)2. VKİ hesaplaması kişinin boyunu da bir faktör olarak içerdiğinden tüm dünyada kullanılan basit ve kolay anlaşılabilir bir formüldür. VKİ'nin 40'ın üzerinde olması ciddi bir sağlık problemidir.
18.5’ altında: zayıf
18.5-24.9 : Normal
25.0-29.9 :Fazla kilolu
30.0-34.9 : Obez
35.0-39.9 :İleri derecede obez
>40.0 :Morbid Obez
>50.0 :Süper morbid obez
-genetik
-diyete bağlı faktörler
-çevresel faktörler
-psikolojik problemler
-ilaçlar
-sosyoekonomik faktörler
-düzensiz uyku
-sedanter yaşam tarzı
-Tip II şeker hastalığı
- hipertansiyon
- karaciğer hastalığı
- ciddi diz kireçlenmeleri
-uyku apnesi
- ciddi reflü hastalığı
-metabolik sendrom
-felç geçirme
-yüksek tirigliserid düzeyi
-safra kesesi sorunları
-kadınlarda kısırlık ve adet düzensizliği
-erkeklerde erektil fonksiyon bozukluğu (impotans)
-kanser görülme sıklığında artış: rahim, yumurtalık, meme, kalın barsak, karaciğer ve prostat kanseri gibi birçok kanseri görülme sıklığını artırmaktadır.
-sosyal hayata adaptasyonda zorluk, kendini izole etme
-iş yaşamında sorunlar
-psikolojik prblemler, depresyon
-cinsel problemler
-kendini suçlu hissetme
-utangaçlık
Morbid obezite kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite vücuttaki tüm sistemleri etkilemektedir. Obezitenin yaşamı kısalttığına dair bilimsel yayınlar mevcuttur. Yapılan araştırmalar sonucunda obez kişilerin yaşıtlarına göre 10-12 yıl daha az yaşadıkları bildirilmiştir.Kilo vermek için obezite cerrahisi öncesinde mutlaka diyet denenmelidir.
-En az iki kez diyet uygulanmış ve diyet programı en az altı ay devam ettirilmiş olamlıdır. Bu süreç sonunda istenilen düzeyde kilo verilememiş ise veya kilo verildiği halde tekrar kilo alınmışsa diyet başarısız sayılmaktadır.
-Egzersiz ve aktivite;
-Davranış değişikliği
-Kilo verme ilaçları
Hayat tarzında değişiklik, düzenli egzersiz ve diyete rağmen kilo verilemiyorsa veya verilen kilolar geri alınmışsa obezite cerrahisi gündeme gelmektedir.
Hangi hastalara obezite cerrahisi yapılmalıdır ?
Hasta, diğer yöntemlerle kilo vermeyi denemiş fakat başarılı olamamış ve
-VKI>40 ise
veya
-VKI>35 ve obezite ile ilişkili hastalığı, örnek olarak şeker hastalığı, yüksek tansiyon, eklem problemleri gibi varsa obezite cerrahisi uygulanabilir.
Mide balonu : Cerrahi bir yöntem değildir. Mideye endoskopik yöntemle içi boş bir balon yerleştirilir. Ardından balon şişirilir ve hastanın midesinde bir dolgunluk oluşturulup, tokluk hissi sağlanır. Diğer yöntemlerden önemli bir farkı ,balonun belli bir süre sonra çıkarılması (6 ay) ve sağlanan sonuçların kalıcı olmamasıdır.
Balon, şişmanlığın tedavisinde kullanılan geçici bir yöntemdir, kilo kaybına ve kaybedilen kiloların korunmasına yardım eder. Ayrıca obezite cerrahisi öncesinde, ameliyat olacak hastaların ameliyat öncesinde zayıflatılması ve cerrahi risklerin azaltılmasına yardımcı olur. Ancak balon mide içinde en fazla 6 ay bırakılabilir. Balon çıkarıldıktan sonra kişi uygun bir diyet ya da egzersiz programını benimsemezse tekrar kilo alabilir.
Mide Bandı : Halk arasında ‘mide kelepçesi’ olarak bilinen yöntemdir. Laparoskopik olarak yapılabildiği için günlük hayata hızlı dönüş açısından avantajlıdır. Mide hacmin azaltmak amacıyla yemek borusu ile midenin birleştiği noktanın hemen altına, midenin çevresine bir band yerleştirilir. Bandın iç çeperi, uzunlamasına bir balon, ya da bisiklet lastiğine benzetilebilir. Bu balon ince bir tüp aracılığı ile deri altına yerleştirilen bir porta bağlanır. Band ameliyat sonrası yaklaşık 1 ay sonra cilt altındaki porttan serum enjeksiyonları ile kademeli olarak şişirilir. Bu yöntemle hastanın çok az miktarda gıda tüketerek kendisini tok hissetmesi amaçlanır. Ancak banta bağlı komplikasyonlar nedneiyle günümüzde oldukça nadir kullanılan bir yöntemdir. Biz de kendi kliniğimizde bu yöntemi tercih etmiyoruz.
Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) : Tüp mide, yani sleeve gastrektımi, kısıtlayıcı bir ameliyattır. Midenin büyük bir kısmı cerrahi olarak, uzunlamasına çıkarılır. 60 ile 120 ml arasındaki hacme sahip bir mide tüpü oluşturulur.
Midenin, yemek borusu ile bileşke kısmından başlanarak, oniki parmak bağırsağı ile birleştiği yere 3-4 cm kalıncaya kadar mide dokusu kesilir ve adeta bir tüp şekline getirilir.
Laparoskopik olarak yapılan bu ameliyat, karına açılan 5 tane 1 cm’lik delikten yapılır.
Midenin çevresinde bulunan kalın bağırsak, dalak, pankreas ve karaciğer ile olan bağlantıları açılır. Bu işlem Ligasure adı verilen ultrasonik kesme fonksiyonu olan aletler kullanılarak gerçekleştirilir. Geride kalan tüp şeklini almış mide, stapler denilen dikiş aletleri ile kapatılır, el ile dikilmez. Midenin kubbe kısmı olan fundusun büyük bir kısmı, mutlaka çıkarılır. Çünkü midenin fundus kısmının çıkarılması, obezitenin tedavisinde cerrahi önem taşımaktadır.
Tüp Mide Ameliyatında , 2 mekanizma ile kilo kaybı olmaktadır:
-Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlanma ve mide hareketlerinin azaltılmasına bağlı kilo kaybı,
-Ghrelin olarak bilinen bir maddeyi üreten mide dokusu çıkarıldığından hormonsal bir değişiklik meydana gelmesi sonucu kilo kaybı olur.
Tüp mide ameliyatı kısa sürede etkili olan önemli bir şişmanlık ameliyatıdır. Altı ayda toplam fazla kiloların %35-70’i ve 12 ayda ise fazla kiloların %33-81’i kaybedilmektedir. Üç yılda kaybedilen fazla kiloların “Gastrik By-Pass Ameliyatı” sonrasında kaybedilen kilolara yakın olduğu gösterilmiştir.
Dünyada ve Türkiye de en fazla uygulanan ve en popüler olan yöntemdir.