Hemoroid dokusu makat bölgesinde, anüsün hemen çıkışında, kalın barsağın bittiği noktada bulunan toplardamardan oluşan yastıkçıklardır. Bunların görevi, dışkılama sırasında bölgede yastık görevi görmesinin yanı sıra gaz çıkışını da kontrol etmektir. Normalde her insanda bulunan bu doku çeşitli sebeplerle dışarı doğru sarkar ve hemorid(basur) hastalığı oluşur. Hemoroidin en sık nedeni uzun süren kabızlık ve buna bağlı ıkınmaktır. Ikınmaya bağlı olarak damarlarda genişlemeler meydana gelir. Diğer nedenler arasında şişmanlık, hareketsiz yaşam, hamilelik, sigara ve alkol kullanmak, isal, lifli gıdalardan zayıf beslenmek sayılabilir. Lifli gıdalardan beslenmenin zayıf olduğu bölgemizde yüksek oranda hemoroid hastalığı gözlenmektedir. Hemoroidler iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır. Dış basur makat kanalının hemen dışında oluşur ve şiddetli ağrı, kaşıntı önde gelen şikayetlerdir. Bu tür hemoroidde pıhtı oluşması durumuna tromboze hemoroid denir ve çok ağrılı bir durumdur. Makatın iç bölgesinden çıkan iç basurdur. Bu durumda önde gelen belirti kanama, dışarı doğru sarkmadır. Ödem ülserler ve enfeksiyon gelişebilir. Bu türde ağrı daha nadir gözlenir. Kanamaya bağlı kronik anemiler gözlenebilir.
Basur tanısında ilk aşama anal bölgenin direkt incelenmesidir. Basurun derecesi, dış basurun varlığı, pıhtılaşma varsa gözlenir. Tanıda önemli yeri olan inceleme rektoskop ile anal kanalın incelenmesidir. Hem iç hemoroid varlığı hem de kanamaya neden olabilecek kanser dahil diğer patolojilerin varlığı ortaya konur.Hemoroid hastalığının önlenmesinde dışkılama alışkanlığının düzeltilmesi önemli yer tutar. Lifli gıdalardan zengin beslenme, tuvalette uzun süre kalmama, ıkınmama alınacak önlemlerden bazılarıdır.Hemoroide iyi geldiği konusunda yaygın toplumsal izlenim oluşturan krem, pomat ve fitillerin geçici rahatlama dışında faydası yoktur. Bu tedavilerin anüs cildinde alerjik reaksiyona neden olabileceği ve uygulama sırasında tahrişe bağlı fissür(çatlaklara) neden olabileceği unutulmamalıdır.
Hastanemizde hemoroide yönelik cerrahi tedavide: -lazer ile tedavi –longa tekniği –lastik band ile bağlama –iğne ile kurutma(skleroterapi) –ısı ile kurutma(infrared koagülasyon) –hemoroidal arter bağlanması –plazmakinetik enerji ile tedavi yöntemlerinin hepsi uygulanmaktadır
Makat bölgesindeki çatlağa anal fissür denir. Birçok nedeni olmasına rağmen sıklıkla uzun süre devam eden kabızlıktır. Bunun dışında bölgedeki ciddi enfeksiyonlar, şiddetli ishalde nedenler arasındadır. Anal kanalda meydana gelen travma bu bölgedeki kasların kasılmasına neden olur ve bölgenin kan dolaşımını bozar çatlak daha da ilerler. Hadisenin ilerlemesiyle cilt katlantısı meydana gelir ve oluşem tecrübesiz hekimlerce hemoroid zannedilerek yanlış tedavi edilir. En sık gözlenen belirti dışkılama sırasında veya hemen sonra oluşan yırtıcı, yanıcı, cam kesiği şeklinde olan ağrıdır.
Damla şeklinde veya çizgi şeklinde kanmada sık gözlenen bir belirtidir. Tanı anal bölgenin direkt veya anaskop yardımıyla incelenmesiyle konur. Tedavide; yeni oluşmuş(akut) fissürde hastanın şikayetlerini giderici kremler, dışkı yumatıcı diyet, kasları gevşetici ilaçlar denenebilir. Ancak akut fissürlerin bir çoğu ilaç tedavisi sonrası tekrarlama eğilimindedir. Bu hastalarda ve kronik fissürlerde cerrahi müdahale kaçınılmazdır. Cerrahide kasılı olan kas demeti belli oranda gevşetilir ve hasarlı duku çıkartılır. Hastanemizde başarılı ile yapılan bu işlem 5 dakika kadar sürmekte, işlem sonrası hastalarımız evine gidebilmektedir. İşlem sonrası daha ilk dışkılamada ağrılar ve kanama şikayetleri kaybolmaktadır.
Anüs etrafında bulunan, anal kanalla da bağlantısı olabilen yoldur. En sık nedeni bu bölgede oluşan apselerdir. Bunun dışında crohn, ülseratif kolit gibi iltihabi barsak hastalıklarında tüberkülozda anal tutulum olduğu durumlarda da gözlenir. Hastalar çoğunlukla iç çamaşırını kirleten kokulu, akıntı şikayeti ile gelir. Ağrı, kanama, kaşıntı, makat etrafında ele gelen kitle diğer doktora başvuru şikayetleridir. Tek tedavisi cerrahidir. Fistülün yerleşimine, büyüklüğüne ve açıldığı bölgeye göre uygulanan prosedür değişkendir. Hastalar ve cerrahlar için korkulan bir durum olan fistüle; yönelik fistülotomi, fistülektomi, seton uygulaması, fistül içine ozon verilmesi başta olmak üzere dünyada uygulanan yöntemlerin hepsi hastanemizde başarı ile uygulanmaktadır.
Anal bölgede bu bölgeye açılan ve dışkının geçişini kolaylaştıran salgı kanalları mevcuttur. Bunların tıkanması ve mikroorganizma ile bulaş sonucu apse gelişir. Bu bölgede şiddetli ağrı, şişlik, kızarıklık ile kendini belli eder. Kişinin yüksek ateşi ve halsizlik kırıklığı olabilir. Anal apsenin tek tedavisi cerrahi olarak apsenin boşaltılması ve antibiyotik tedavisinin de eklenmesidir. Unutulmamalıdır ki bu bölgede bulunan ve basit bir hastalık gibi görünen bu durum müdahale edilmediği durumlarda apsenin karın içine yayılımı ile; Özellikle yaşlı, bağışıklık sistemi zayıf ve diyabetik hastalarda ölümle sonuçlanabilir.